10 Kasım 2010 Çarşamba

Alnından Öptüm Helalimsin


Daha önce primetime arkadaşımın da yazısında belirttiği gibi 'o kadar kötü ki izlemeden duramıyorum' dizimiz Lale Devri 9.bölüme geldiğimizde gene biz sevenlerinin fikrini boşa çıkarmadı. Her bölüm en az bir kere karısını alnından öperek bonus helaller toplayan kayserili doğmuş ama bi kaşığa 40 mantı tanesi sığmasa da olur önemli olan sevgi, dinimiz zaten hoşgörü dini felsefesini benimsemiş Tolgahan Sayışman'ın farklı kutupların ailelerini birbirine çektirebilicek mi yada 31 olsa çekilmiyecek bu diziye seyirci çekecebilecek mi sorularına yanıt aranan Lale Devri dizimiz bu hafta da alkışları topladı. Emina Sandal'ın Marimar sesiyle kısık kısık o şefkatli o melek konuşmaları zaten 1. bölümün 10. dakikasından itibaren ikrah getirmeye başlamıştı ama dizi ilerleyip diğer olayların gülünçlüğü giderek arttıkça onu bile sineye çeker olduk. Geçen bölümün sonunda Lale'nin iki kardeşinin öz olmadığı piç olduğu ortaya çıkınca ortalık şenlik yerine dönmüştü isterseniz oradan alalım. 8.bölümde sosyetik olduklarını antenli, kakmalı mini elbiselerinden anladığımız Taşkıran ailesinin muhtemelen bu yaşına kadar Hindistan'da ki kişisel gelişim ve pozitif düşünce kamplarına yatılı verilmiş ferdi Lale, erkek kardeşim piç olduğunu ilk benden duysun diye yollara dökülmüştü. Bu sırada erkek kardeş arkadaşının verdiği Akşam gazetesinden (bu tv kiminse dizide izlenenlerin o kanalda , okunanlarında kardeş gazetede olması olayına da ayrı bayılıyorum)(halbuki biliorz ki herkes discovery channel izliyor, posta gazetesi okuyor) dna testi sonuclarını öğrenmiş, atarlı bi şekilde koşmaya başlamış bu esnada da araba çarpmıştı ve bölüm sonlanmıştı. İşte asıl büyük düşünce, yaratıcılık burda başlıyor bütün hafta allahım acaba çocuk öldü mü diye tırnaklarımızı yiyen biz Lale Devri'nin heyecan dalgasında açık denizlere yol alan izleyicileri ve 70 milyon türk tv severi, bir sonraki bölümü açınca bi baktık amanın çocuk biyonik gibi kalktı ayağa. Sonra ki bölüme izleyici çekmek için yapılan trickleri kesin ve artık dizi ne kadar kötü siz hesap edin. Yani şimdi burda amerikalılar Lost yapıyo biz nerelerdeyiz edebiyatı yapmak istemiyorum değerli okuyucularım ama yani biraz özen biraz allahın verdiği aklı kullanalım değil mi? Aynı bölüm içinde bu nümayiş oldu ama paniğe mahal yok o ona şantaj bu buna şantaj işler duruldu. Akşam oldu herkes odasına çekildi best model Tolgahan avrupada okuduysak özümüzü bozmadık yün içliğimi giyer öle yatarım diyerek odasına girdi bu sırada Sartre'ın Varoluşculuğunu okurken beyi kardeşine iş vermiyor diye trip atan Lale(günümüz gençliğinin batıyla doğu arasında kalmasına bir örnek) cicim aylarında giydiği saten gecelikleri kenara bırakmış oşortmanları çekmiş şekilde(herkes bir Bihter Ziyagil olamaz) kameralara yansıdı. Sürenin dolduğunu düşünen bizler ee bu bölümün kitleleri merakta bırakacak süprizli sonu ne acaba derken kayseri aksanlı küçük kız kardeş Serenay Sarıkaya hepimizin evinde olan o jilet şeklindeki jiletle bileklerini kesti. Ama ben biliyorum ki gelecek bölümde senarisler bileğini kesmeye eğilirken burnu kanadı ondan yerler kan oldu gibi dahiyane bi hileyle gene bizi kendilerine hayran bırakacaklar.

4 Kasım 2010 Perşembe

-A/S/L? -Fatmagül/22/İstanbul


Bir arkadaşımın hunharca yaptığı kurbanda 4 arkadaş Fatmagül'e giricez esprisi halen kulaklarımda çınlarken, açtım geçen haftaki izlemediğim bölümü korsan yollu netten bi izleyeyim dedim. Evet sevgili okurlar ilk bölümden 4. bölüme kadar 4-5 kız toplaşıp ilgiyle sevgiyle izlediğimiz Fatmagül'ün Suçu Ne dizisi yavaş yollu baymaya başladı. Yazılı hikayenin bokunu nasıl çıkarıcakları konusunda girdiğimiz bahislerin henüz dumanı tüterken, senaristler arkadaşları maşallah maaile İstanbul'a taşıyarak beklentilerimizi boşa çıkarmadılar. İlk bölümlerde ki tecavüz sahnesinde gerildik doğru, tecavüzcülerin Hülya Avşar'lı Fatmagüldeki gibi pembe don, kurdele yapılmış gömlek formatında değil de hepimizin aşina olduğu tiplerden olmaları beklenen rahatsızlığı verdi bu da kabul ama yenge karakterine odaklanarak bu rahatsızlığı çabuk aştık. Beren Saat'in Bihter karakterini kafamızdan bu kadar çabuk silebileceğini düşünmediğimden gerçekten başarısını takdir ediyor, fakat Mustafa karakterinin Maria Mercedes'in (ki Emina Sandal bu role aday) sevgilisi Jose Antonio sesini akıllara getiren seslendirmesine anlam veremiyorum. Hadi Emina Sandal'ın gerçek sesinin vıyırtı olduğunu duyduk, bu genç arkadaşımızdan David Beckham sesi mi çıkıyor ki seslendirmeye ihtiyaç duyuyor? Gelelim bu haftaki bölüme; nasıl vücudumuzun 3/4'ü sudan oluşuyorsa, reklamlarla 2.5 saat süren Türk dizilerinin 3/4'ü de yan karakterlerin lüzumsuz diyalogları ve hayatlarındaki gereksiz ayrıntılardan oluşur. Bu örnekde de şahit olduğumuz gerek zenginlerin para ihtiras ve alavere dalavere konuları gerek köyde ki dedikodu forever ahali dizimizi bugüne kadar sakız gibi uzattı. İlerleyen dönemde Mustafa'nın otobüste tanıştığı kadın, Yaşaran Holdingde ki bi takım insanlar, mahalle manavı/bakkalı/nalbur gibi daha da çok yan karakteri görebileceğimizi tahmin etmek güç değil. Fakat bana soracak olursanız milletvekili kızın babasına eğilsek de böyle meclisdeki vekillerimiz ne yiyor ne içiyor sigara molasına kapı önüne kim kimle çıkıyor tarzı merakımızı kat be kat arttırabilecek tipte yan karakterleri izlesek daha ilgi çekici,en azından bi kuple yenilikçi olur. Bu ufak tefek eksilerin yanında Fatmagül'ün Suçu Ne sezon dizilerinin en kalitelilerinden biri. Takipte sakınca görünmüyor.