8 Şubat 2011 Salı

Sinem Kobal Oyunculuk Kursu Kayıtlarımız Açılmıştır


Sinem Kobal Dadı dizisindeki ergen halleriyle kötü bile rol yapsa bi şekilde Gülben Ergen'in yanında sırıtmadan işi götürebildiği günlerden, bugün ki sarı saçları düzgün fiziği olmasa maksimum ya gerçek kesitte yada seslendirilerek kalp gözünde oynayabilecek olan haline gelene kadar arada ne yaptı?Hiç mi oyunculuk dersi, kursu 'workshopı' almadı toplumun büyük bir kesimince merak konusu. Kızımızın bellissimo dizisi Küçük Sırlar,bizim gibi kötü dizi severleri beslemeye devam ediyor. Yabancı versiyonunda herkesin birbirini götürdüğü dizinin ahlaklı türk toplumu stayla versiyonunda bi öpüşme sahnesi gorduk onda da ne açıdan çektilerse hani çenesinden öpüp açıdanmış gibi yaparak namuslu çıktı namussuz dedirttiler. Dizilerdeki türk gençliğinin sevişmeye öpüşmeye olan bu uzaklığı bence tamamen taktiksel bi yaklaşım. Sinsi plancı senaristler bu şekilde izleyen abaza gençlerin kitlesel olarak kendilerini ve birbirlerini imha etmesini önlemiş oluyor. Bölümler ilerledikçe Su'nun yapmacık öfflemeleri, Çet'in önce alaycı konuşup sonra bir anda sinirli tripler atması. Ayşegül'ün kafayı yukarı kaldırarak tehditler savurması bininci tekrardan sonra tam anlamıyla can sıkıcı olmaya başladı. Yani artık öyle anlar oluyor ki, figüranlar başrol oyuncularının yanında oscarlık kalıyor,rezil ediyolar çocukları. Bir de tabi Gossip Girl'ün kıyafetler konusunda ki iddiasının yerli versiyonu olayı var. Tüllü etek üstün asimetrik kesim bluzları at öğlen çık yada çeşit çeşit saten elbise giydir gece hayatına aksınlar bakış açısı türk stilistlerin, modacılarımızın ne kadar sığ ve basmakalıp olduğunun da bir kanıtı. o fularlarıyla kadife ceketleriyle olay yaratan Chuck'ın çakması Çet'in garip ekoseli takimları, paçası bol gelip yukarı potluk yapan pantalonları zaten kelimeleri kifayetsiz bırakıyor. Eleştiriyorum ama aslında içten içe durumun vahametinin farkındalığının verdiği bir beklentisizlik içindeyim. Yoksa bu kadar zamanlık dizi tecrübemle, kırmızı ruj sürenin banko seksi göründüğüne inanmış bir ekipten çok büyük bir yaratıcılık beklemem, Colin Farrell'den çocuk beklemem kadar imkansız. Senaryo entrikasal bazda güzel. Artık her dizide entrikalar, birbirinin arkasından iş çevirmeler olmazsa olmazı oldu. Sektörün ekmek aslanın ağzında zamanlarında senaristlerimiz geçim derdinden kafayı çalıştırmaya başladılar yavaştan. Fakat bu entrikalar dizinin devamlılığını sağlayabilecek mi göreceğiz. Ben önümüzde ki sezonlara devam edebilmesi için Gossip Girl'ün çok ekmeğini yediği 4-5 bölümlük konuk ünlü oyuncu sokma numarasını sıklıkla kullanmalarını öneririm.

3 Şubat 2011 Perşembe

Tarih Microsoft Paintten İbarettir


Kitleleri ayaklandıran dizi 'Muhteşem Yüzyıl' ile ilgili bişeyler yazmadan önce bir süre takip etmeyi uygun gördüm. Hani daha ilk bölümden Hürrem katana,Nebahat Çehre favorisiz çehresiyle korku salmaya devam ediyor gibi yada yumurtaya can veren rabbim neden bizim özel efektlerimiz paintte stop motion teknigiyle yapılmış gibi kotumser eleştiriler yapmayayım dedim. Bölümler ilerledikçe gördüm ki evet bu iş için gerçekden emek harcanmış, prodüksiyonun mekan, kostüm kısımları gayet başarılı, oyuncu seçimleri de bazı kişiler alakasız dursa da geneli bozmayacak şekilde. Fakat 'bir eksiklik var ama ne?' hissi izlerken insanın içinden hiç gitmiyor. Dizinin tarihi konseptli bir dizi olması sebebiyle 'The Tudors' la karşılaştırılması pek anlamlı değil hani Küçük Sırlar'ı Gossip Girl ile karşılaştırmak kadar saçma. Dizi tabi ki (her ne kadar show tvnin o parlak renkleriyle ekrana gelse de) bir ilki denediği için, sektördeki diğer dizilerden daha özel olduğu için takdir edilmeli, ama biri bana türk görsel efektlerinin neden mal gibi olduğunu da açıklasın bi zahmet yavv! Dün akşam ki bölümde bi savaş sahnesi var yani ovada 10 atlı aralarında saldıralım mı diye konuşuyor. Bugün Gladyatör'ün üstünden 10, Braveheart'ın üstünden 16 yıl geçmiş, Blendax reklamında bile saç katlarını görüntüye ekleme yöntemiyle ahenkle dans eden saç yaratılıyor biraz ilerleyelim. Hayır sorsan tüm gençlik sinema tv okuyor. Normal vatandaş başına düşen dizi sektörü çalışan sayısı 3 falan. Ama ilerlemeye gelince halen akan kanlar nar çiçeği, dayak yemiş makyajı yanağa allık sürerek(bkz:Lale Devri Çınar)yapılıyor. Kostüm konusuna gelince evet vakko koltuk,perde kumaşlarından kat kat şaşalı kıyafetler diktirilmiş, ama ne demişler kışın sonu bahardır yazdır. Eğer tanrılar izin verir (bkz:Tayyip,Bülent Arınç) dizi sezonu tamamlarsa, yazın o sette çalışanların oyunculardan gelecek koku dalgasından çekecekleri var. Önümüzde ki günlerde daha ayrıntılı karakter analizleriyle yeniden dönücem Muhteşem Yüzyıl konusuna.