5 Ekim 2010 Salı

Oldu mu yavrum oldu mu?


İlk sezon bitirilse tadında bırakılmış olacağına inandığım Ezel gerek Haluk Bilginer takviyesi gerek Türk & Arap genç kızlarının ortak sevgilisi kıvanç Tatlıtuğ'un katılımıyla bir sezon daha dayanmaya çalışıyor. Ha derseniz ki ne var mis gibi dizi entrika yalan dolan bitmedi size şunu demek isterim ki eğer bir dizide 4 bölümde bir karakterlerden biri ölümlerden dönüyorsa bilin ki senaristler içlerinden 'gelecek bölüm kimi harcıycam gerçekden bende çok merak ediyorum' diye dert yanıyorlardır. Dizinin bu haftaki bölümü dayının 'mucize' değil sezonluk anlaşma sayesinde ölümden dönüşüyle başladı. Tuncel Kurtiz'in dizi boyunca süren koma sessizliğini Haluk Bilginer'in analar neler doğuruyor diyebileceğimiz oyunculuğu tatmin edici bir şekilde doldururken, özellikle Ezel'in balıkçıya Papermoon muamelesi yaptığı ben burda statü satın alıyorum cazgırlığı sahneleri tarafımdan biraz saçma bulundu. Fakat karşıdaki büfenin salçalı tostu sizin yemeklerden güzel demesiyle yav hangi büfe acaba adını verse de gitsek diye düşüncelere dalmam ile sıkıntılı dakikalar tatlı düşlere dönüştü. Daha sonra bir takım espriler şakaların ardından ilk insan Behlül'ün aşk-ı memnu'daki yönetmenden kesip kendisine yapıştırılan esmer sakalının ne kadar yalancı olduğunu bir kez daha anlamamızı sağlayan orjinal sarı sakallarıyla asabi ergenler gibi davranışlar sergilemesini tv karşısında ayıpladık . Hastanedeki halk arasında uçan sümsük olarak adlandırabileceğimiz yumrukla başlayan kavga sahnesi başarılı olsa da,sonlara doğru sayın Tatlıtuğ'un oyunculuğunu ya ben yetersiz buldum ya da burdan yetkililere sesleniyorum Haluk Bilginer'i oynatmayın dizilerde işte böyle diğerleri gözümüze gerçek kesitteki sarı bıyık gibi görünüyor. Son olarak finalde Eyşan'ın öküz gibi Ezel'e ortaokul doğumgünü partisi hediyesi öpüşen çiftli kar küresi alması gözyaşlarımızı içimize akıtmamıza sebep oldu.Sekiz'e de yazık oldu dizide bi bıçak darbesiyle ölen tek karakter o oldu. Benden bu kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder